Hemen Ara Biz Sizi Arayalım
- İzmir Reklam Ajansı, İzmir Büyüme Ajansı, Sosyal Medya Ajansı, Dijital Pazarlama, Eticaret
Şule Yüce 17-06-2022 11:00 (23 ay önce)

Tasarım Odaklı Düşünce Modeli

Tasarım Odaklı Düşünce Modeli

Problem çözmek söz konusu olduğunda yüzlerce farklı türde doğru düşünmek ve problemleri çözmek için geliştirilmiş yöntem bulunmaktadır. Mühendislik dallarından sağlık bilimlerine dek pek çok farklı dalda birbirinden farklı yüzlerce yöntem sayılabilmektedir. Son dönemlerde ve dijitalleşen çağ ile beraber bireyler insan faktörü ve insanların deneyimlerinin önemi de çağa ayak uyduran bir hale bürünmüştür.

Günümüzde artık yalnızca teorik bilgi ve klasikleşen yöntemler yer almamakta sorun çözümleri ve bakış açıları geliştirme yöntemleri arasında. Hislerin ve deneyimlerin de işin içine dahil olmasıyla yeni sistemsel yaklaşımlar geliştirilmiş ve pek çok kişi tarafından kabul görmüştür.

Nedir Tasarım Odaklı Düşünce Modeli?

Tasarım odaklı düşünce şeklinde tasarımcıların bir tasarımı oluşturma aşamasındayken doğru yol ve yöntemleri bulmasına yardımcı olan düşünme aşamasındaki tüm süreçlerdir. Metodoloji ismi olarak düşünüldüğünde doğru düşünme metodolojisi olarak isimlendirilebilmektedir yöntem. Bunun temelinde yatan neden; düşünce temelinde an başta insanların yer alıyor olmasıdır.

Bireyleri odak noktası olarak kabul ederek ve bireylerin kullanımları için bir ürün geliştirme söz konusu olduğunda en doğru yöntemlerden birisi tasarım odaklı düşünce şekli olmaktadır.

Günlük hayatta pek çok faaliyette bulunuruz. Bu faaliyetler esnasında farkında olmadan karmaşıık sistemlere çözüm bulduğumuz oluyor. Aslında bu faaliyetler yaptığınız anda artık karmaşık gelmese dahi bu işi ilk defa yürütürken sistemin gözünüze çok daha karmaşık gelmesi olasıdır. Bu alışkanlık düzeyine gelen problem çözme yeteneğine ulaşırken izlenilen yol, aslında farkında olarak ya da bilmeden yürüttüğünüz bir metodolojinin ürünüdür.

Tasarım Odaklı Düşünce Nasıl Ortaya Çıktı?

80’li yılların sonlarına doğru Harvardü MIT gibi güçlü ve kaliteli akademik çalışmaların gerçekleştirildiği kurumlar dahilinde tasarım yapan kişilerce Design Thinking bakışı dile getirilmeye başlanmış. 2000 yıllarına gelindiğinde iş dünyasında yer edinen design thinking yaklaşımı ile birbirinden farklı sektörlerde kullanımı hızla yaygınlaştı. Metodolojinin giderek daha çok yayılması ile ekonomik ve sosyal hayata değer katması da kaçınılmaz oldu. Günümüzde artık vazgeçilmezlerimizden olan dijital cihazların pek çoğunda tasarım odaklı düşünce yaklaşımı kullanılıyor.

Bu düşünce yapısının temelinde pek çok farklı yaklaşımı barındıran insan odaklı bir yaklaşım sistemi yer alıyor. Insanı ve insanın gelişimini temel alan; sorunların çözümü ile ilerleyen kullanıcı deneyimi iyileştirmesi gibi tüm süreçleri kapsayarak iyileştiren düşünce hedef odaklı çalışmalarla yapılıyor.

Kişilerin elde etmek istedikleri sonuçlar yani diğer bir deyişle amaçlar ile imalat aşamasını gerçekleştirebilmek adına gereken deneyim birleşmelidir. Çözüm sunulması ya da imalatın yapılması ile duygu üretimi de işin içine dahil olur. Odak noktası burada yeni deneyimin verdiği duygudur. Yöntemden ziyade deneyim hissi amaçların gerçekleşebilmesine olanak tanıyan yegane unsurdur.

Tasarım Odaklı Düşünceye İhtiyaç Duyulmasının Nedenleri

Inovasyon temelinde; iş model yapısının yeniden oluşturulması ve gereksinimlerin en verimli şekilde karşılanabilmesiyle yeni pazar alanlarının oluşturulması bulunuyor. Öncelikle doğru yönden fikirleri sunarak fikirlerin geliştirilerek en verimli şekilde pazara sunacak ürünlere dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu süreç mutlaka uzun süren bir yolculuktur. Birbirinden farklı parametrelerle çalışan karmaşık süreçlerin devam ettirilmesi için dijital çağa geçiş ile beraber klasik yöntemler yetersiz gelmeye başladı. Burada da modern yöntemler ve yaklaşımlar devreye girdi. Modernleşme sürecinde en verimli çalışan büyük teknoloji şirketleri göz önünde bulundurulduğunda; başarılarının temelinde inovatif düşünce temelinin yattığı görülür.

Değişimlerin ardından şirketlerin müşterilerine pek çok kanaldan iletişim olanağı sağlamsaı ve müşteri deneyimlerine daha çok önem vermesi gibi gelişimler başladı. Ar-ge çalışmalarının temelinde müşteri memnuniyetleri ve şikayetleri yer alıyor. Pazar alanında yer alan tüm bilgiler toparlanarak yeni ürün fikirleri oluşturuluyor. Ürün geliştirme süreçlerinin temelinde müşterilerin görüşleri ve ürünlerin pazardaki seyri yatıyor. Günümüzde rekabet ortamında öne geçilmesini sağlayan temel düşünce, inovatif düşünce olarak gçrülüyor.

Yapay zeka ile işleyen algoritmaların pazarlama süreçlerine dahil edilmesi ile beraber sonsuz bir inovasyon sürecine kapı açılmış olduç zorlu rekabet ortamı ve geniş pazar payı içerisinde iş dünyasında hemen hemen bütün sektörlerde yeni yaklaşım arayışları başlıyor. Bu arayışların sonuçlanması ve keşiflerin başarısı için yapılan araştırmaların sonuçları daima design thinking kapısına çıkıyor. Tasarım odaklı düşünce modelinde amaç; düşüncelerin soyut bir kavram olarak kalmasının önüne geçen farklı deneyim yöntemleri ile işbirlikçi bir bakış açısının birleşiminden faydalanmak oluyor.

Tasarım Odaklı Düşüncede Prensipler

Tasarım odaklı düşünce modelinin temelinde yatan yaklaşımları ve süreçleri 4 ana kural şeklinde sıralar ve her bir kuralı yerine getirirsek; tasarım odaklı düşünce yapısının düşünce prensiplerine hakimiyet kurmuş oluruz.

Öncelikle insan kuralı ile başlar tasarım odaklı düşünce yapısındaki temel kurallar. Insan kuralı demek; bütün tasarım süreçlerinin her aşamasının doğal ve sosyal katkılı olmasını anlatır. Mutlaka sonuçta elde edilecek olan ürün için insan odaklı bakış açısı kullanımı tercih edilmelidir.

Ikinci olarak karşımıza belirsizlik kuralı çıkar. Belirsizlik aslında çoğu sistemde ya da sistematik veya doğal yaklaşımlarda olduğu gibi tasarım odaklı düşünce yapısının da kaçınılmaz bir parçası olarak görülür. Belirsizlik kuralına sadık kalmak düşünce yapısının gerçekten işe yaraması ve var olması için şart gibi düşünülmelidir. Keşif ve araştırma aşamasında; deneyim ve teorik bilgilerin en doğru yollardan kullanımı önem arz eder. Deneyimleri ancak sınırlar gizleyebilir ve ön yargılar olmadan bağımsız bir tavırla düşünce yapılarını değerlendirmek gerekir.

Üçüncü kural aşamasında karşımıza yeniden tasarım kuralı çıkar. Doğru bir değerlendirme ile bütün var olan tasarımların replika olduğunu söylemek mümkündür. Mevcutta var olan tüm tasarımların kaynağında eski tasarımlar yatar. Yeni tasarımlar bu eski tasarımların ihtiyaçlara ve isteklere yönelik olarak değiştirilmiş ve yenilenmiş halleridir. Dijital dünya insanların ihtiyaçları ve isteklerinin değişimine bağlı hareket eder. Insanların sosyal etkileşimlerinden isteklerine kadar her nokta yeni tasarımların ilham kaynağı ve tasarım nedeni olur. Amaçlara ulaşma konusunda ve ihtiyaçların belirlenerek giderilmesi hususunda yeniden tasarım kuralı temelde yatan prensiplerden birisi haline gelir.

Son olarak da somutluk kuralı devreye girer. Soyutta kalan düşünce ve fikirlerin prototip haline getirilmesi tasarımın başlaması için şarttır. Soyut düşüncelerin somutlaştırılma şekli olan prototip aşaması ile tasarım ile insan arasında bir ilk iletişim başlar. Somut hale getirilen fikirler ürünleştirilebilir.

Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış, ilk yorum yapan siz olun

BİZİMLE ÇALIŞ

Hemen bizimle birlikte
mükemmel projeler
oluşturmaya başla!

Proje Başlat Bizimle Çalışmaya Başla